Category / Uncategorized
-
Narcissus’tan Beri Aynalarda Tutuklu Kalan Roman Kahramanları
Erirler kovuklarda yaktıkları mumlarla birlikte Çeyiz sandıklarından kızlık aynalarını çıkartarak Evlerdeki Kadınlar (1966) / Fevzi Yalım Ayna, insanı hep büyüleyen bir nesne olmuş. İnsanın benliğine dair kendinden bile gizlediği gerçekleri görünür kılan bir alana geçişi sağladığı düşünülmüş. Gerçekle gerçek olmayan, görünür ile görünmez olanın arasında bir yerde konumlanan bu nesne, aynı zamanda insanın kendisine dair…
-
Öner Ünalan
Kırk yıllık dostum Öner Ünalan, yaşamdan ayrıldığında, takvim yaprakları 2011 yılının 27 Ocak gününü gösteriyordu. Bu adı hatırlayacak okurlarımın sayısı azdır. Çünkü Öner, her başarısının ardında mahcup bir çocuk gibi âdeta saklanır, bu yoldan reklamının yapılmasından kaçınırdı. Yazılarında ve kitaplarında genellikle “Ragıp Gelencik” takma adını kullanırdı. Bu adla yayımlanmış çok sayıda kitabı, yazısı vardı. Dostum…
-
Jacques Prévert
Fransız şair. 1900 yılında Neuilly-sur-Seine’de doğdu. Yoksul bir aileden gelmesinden dolayı daha çocuk yaşta çalışmaya başladı. Birinci Dünya Savaşı’nda askere alındı. Desnos ve Breton’la arkadaş oldu. “Başta üstgerçekçi topluluğa katılsa da sonraları yine bu akıma bağlı kalmakla birlikte bu akım içinde kendine özgü bir yol tutturdu.” Üstgerçekçiliğin şaşırtıcı, beklenmedik benzetmelerini halk edebiyatının alaycı zekâsıyla kaynaştırdı.…
-
Adnan Özer ile Söyleşi…
– Uzun sayılabilecek bir sessizlikten sonra bir çeviri şiir kitabı ve bir de romanla sizi karşımızda bulduk. Neruda’nın Evrensel Şarkı’sı zaten başlı başına yoğun bir şiir mesaisi olmuş olmalı… Şiirle başlayalım, süreç nasıl gerçekleşti? Neden Latin Amerika, ya da Neruda şiiri demiyorum, çünkü zaten çok sayıda Latin Amerika ve Neruda çevirisi yaptınız. Bu projeyi merak…
-
Portre: Gabriela Mistral
1889 yılında Şili’de doğan ozan ve eğitimci 1945’te Nobel Edebiyat Ödülü kazanan ilk Güney Amerikalı olmuştur. Doğaya, yurt ve insan sevgisine, Hıristiyan öğretisine ve öte dünyaya olan inancı şiirlerine yansımıştır. Çalışmalarıyla dünya çapında ün kazanan ozan, birçok ülkede Şili elçisi olarak görev almış ve özellikle kadın ve çocuk yoksulluğunu gidermek için uluslararası örgütlerde çalışmıştır. Genç…
-
Bir Eli Gelenek, Diğeri Gelecekte: Bedri Rahmi
Ulusal çağdaşlık idealine, dokunduğu her yüzeyde tüm biçim ve renkleriyle sâdık bir figür oldu Bedri Rahmi Eyüboğlu. Sanatçının, edindiği modern sanat bilinci ve üslûbu ile yücelttiği geleneksel halk estetiği arasında samimiyetiyle kurduğu köprüler, geleceğe bugün de ışık tutuyor, geleneğin kıymetini tazeliyor. Türkiye’nin sanat kimliği uğruna verdiği cansiperane emekle tanınan Bedri Rahmi Eyüboğlu, bir bakıma Anadolu…
-
Anadolu’yu Şiir Süzgecinden Geçirmek
Cahit Külebi’nin önce şiirini sonra kendisini tanıdım. Türk Dil Kurumu toplantılarına gittiğimde, baş başa konuşurduk, İstanbul ziyaretleri de buluşma fırsatıydı. Şiiri ve kendi üzerine en uzun konuşmayı da Ankara’da Kral Çiftliği Lokantası’naki öğle yemeğinde yapmıştık. Anadolu alçak gönüllüğünün yanı sıra ince bir mizahı da vardı. Külebi üzerine yazdıklarım üzerinden yıllar geçmiş, yargılarım değişmemiş. Her şairin…
-
Virüs ve Ecza Dolabı: 1
For Whom the Bell Tolls John Donne, 1624 No man is an island, Entire of itself. Each is a piece of the continent, A part of the main. If a clod be washed away by the sea, Europe is the less. As well as if a promontory were. As well as if a manor of…
-
İhmal Edilen Bir Tema: Cinsellik
Türk romanında 21. yüzyılda nicelik anlamında büyük bir patlama kaydedildi. Yayımlanan yeni roman sayısındaki artışla birlikte yazarlar, yayınevleri, türler ve temalar da çeşitlendi. Ancak bu büyük artışın cinselliğe hemen hiçbir konuda yansımadığını söyleyebilirim. Tersine, romana katılması her zaman sancılı olan, uzun yıllar boyunca sansürle baskılanan ama buna rağmen edebiyatımızın önemli isimlerinin, özellikle bir dönemin kadın…
-
Anlatsam Sesimi Duyar Mısınız Mısra(ara)larımda?
“Benim bu dünyaya geçmiyor nazım,/Felekten kalmadı gayrı niyazım,/Halimi sen anla hey iki gözüm,/ Derdimi diyecek dil bulamadım.” diyor Karacoğlan, Neşet Ertaş sevgiliye, “Şu garip halimden bilen işveli nazlı,/Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?” diye seslenirken, kahramanına “İnsan anlatmak istiyor albayım, öyle budalaca bir özleme kapılıyor” dedirten Oğuz Atay, günlüğüne, “[Bu defter] ‘Kimseye söyleyemeden, içimde kaldı,…