Jacques Prévert

Fransız şair. 1900 yılında Neuilly-sur-Seine’de doğdu. Yoksul bir aileden gelmesinden dolayı daha çocuk yaşta çalışmaya başladı. Birinci Dünya Savaşı’nda askere alındı. Desnos ve Breton’la arkadaş oldu. “Başta üstgerçekçi topluluğa katılsa da sonraları yine bu akıma bağlı kalmakla birlikte bu akım içinde kendine özgü bir yol tutturdu.” Üstgerçekçiliğin şaşırtıcı, beklenmedik benzetmelerini halk edebiyatının alaycı zekâsıyla kaynaştırdı. Şairliğinin yanında, oyunları ve şarkı sözleriyle tanındı. Birçok film projesinin içinde yer aldı. Şiirlerini “Paroles” (1948), “Spectacle” (1951), “La PluieEt Le Beau Temps” (1955), “Fatras” (1966) adlı eserlerinde topladı. Bir dönemin “anarşisti”, “dikbaşlı dâhisi”, “kenar mahallelerin çocuğu” 11 Nisan 1977’de öldü.

Türkçesi: Kenan Sarıalioğlu

Kardan Adam

Kış gecesi

Koca bir beyaz adam gidiyor dörtnala

Bu bir kardan adam

Ağzında tahta piposuyla

Koca bir kardan adam

Kaçıyor soğuktan

Varıyor köye

Görünce ışığı

İşte, diyor, kurtuldum.

Ve giriyor küçük bir eve

Kapıyı çalmadan

Biraz ısınmak istiyor

Oturup kızgın bir sobanın üstüne

Birdenbire kayboluyor ortadan

Piposunu bırakıyor sadece

Bir su birikintisine

Sadece piposunu bırakıyor

Eski şapkasını bir de…

Uyuyan Eşek

Bu bir uyuyan eşek

Çocuklar, nasıl da uyuyor bakın

Onu uyandırmayın

İlişmeyin ona

Uyumazsa mutlu olmaz çoğu kez.

Her gün yemek yemiyor

İçeceğini de unutuyorlar

Sonra da tepiniyorlar üstünde.

Bakın çocuklar

O, heykellerden daha güzel,

size hayranlıkla anlatılan

ve canınızı sıkan o heykellerden

Canlı o, soluk alıp veriyor,

bir düşe dalmış huzur içinde

Büyük kişiler derler ya,

tavuk darı görürmüş düşünde, eşek de yulaf

Büyük kişiler böyle derler ya,

laf olsun, torba dolsun kabilinden.

Bu kişiler,

kendi düşleriyle, önemsiz kâbuslarıyla

uğraşsalar daha iyi ederler…

Otların üstünde, başının yanında iki tüy var,

Uyumadan önce gördüyse bu tüyleri

belki düşünde görüyor şimdi

o kuşu ve onun uçuşunu…

Belki başka şey, kim bilir?

Oğlanların okulundadır, mesela,

gizlenmiştir resimli bir dolaba.

Küçük bir oğlan var, çözemiyor problemini,

Öğretmen bağırıyor o zaman:

– Siz bir eşeksiniz,

Nikolas!..

Nikolas üzgün mü üzgün,

Dokunsan ağlayacak..

Ama eşek çıkıyor gizlendiği yerden

Öğretmen onu görmeden

Çözüyor problemini küçük oğlanın

Küçük oğlan öğretmene götürüyor problemi,

Öğretmen:

– Afferin, diyor,

Nikolas!…

Eşek ve Nikolas

neşeyle patlatıyor kahkahayı

ama öğretmen işitmiyor onları

eşek bu düşü görmüyorsa,

başka bir düş görüyordur mutlaka

tek bilebildiğimiz, onun düş gördüğüdür,

düşe dalmış bütün dünya…

Yaşam Sessizliği

Hiçbir şey öğrenmek istemiyorum

Ölü seslerden

Anlamak da hatırlamak da istemiyorum…

Duymak istemiyorum artık

O sağır ve dilsiz gürültüsünü

Cümlelerin, sayıların ve fikirlerin…

Uzun zamandan beri yaşam

benimle şakıyor ezgisini

üstelik de susarak…

Anlamıyorum dilinizi

Bir başka beyin de istemem diyor çocuk

O yaban, vahşi çocuk…

Ne Var Ne Yok

Sırmalı bir ihtiyar yaşlı bir cep saati

Üzgün bir kraliçe İngiltereli bir adam

Ve barış işçileri deniz muhafızları

Bir komik süvari ölü bir baba hindi

Kahveli bir yılan bir gözlüklü değirmen

Bir ip avcısı bir kelle cambazı

Lületaşından bir mareşal emekli bir pipo

Siyah fraklı bir velet kundakta bir efendi

Bir idam bestecisi bir musiki kurbanı

Bir vicdan toplayıcı bir izmarit müdürü

Bileyici bir Colingy(*) bir makas amirali

Bengalli küçük kardeş bir Aziz – Vincent unvanı

Bir Yuvarlak Masa denetçisi bir gaz şirketi atlısı

Saint Héléneli bir ördek turuncu bir Napolyon

Bir Semendirek(**) bekçisi bir mezarlık zaferi

Bir prostat üyesi bir Akademi(***) uru

Kilisede şişko at sirkte koca bir papaz

Tahta haçlı bir biletçi bir otobüs şarkıcısı

Korkunç haşin bir cerrah diş hekimi bir çocuk

Ve istiridye paşası Cizvit ayıklayan biri…

(*) Coligny, Sire de (1519 – 1572): Bir Fransız amirali (ç.n)

(**) Semendirek Zaferi Helenistik dönemden kalma Yunan mermer heykeli, Kanatlı Kadın Figürü, Polierketes’in kazandığı bir deniz zaferinin anısına yapılmış. (ç.n)

(***) Akademi: Burada Fransız Akademisi (Académie Française) kastediliyor. (ç.n)

Sevişen Çocuklar

Sevişen çocuklar kucaklaşıyor ayakta

Gecenin kapılarına karşı

Geçenler parmakla gösteriyor onları

Ama umrunda değil hiç kimse

Sevişen çocukların

Ve gölgeleridir sadece

Gecede titreyen

Geçenlerin öfkesini kabartan

Öfkelerini, hınçlarını, alaylarını ve kıskançlıklarını

Hiç kimse umrunda değil sevişen çocukların

Onlar zaten

Çok uzaktalar geceden

Ve güneşten çok daha yukarıda

Onlar ilk aşklarının büyülü şafağında…