Virüs ve Ecza Dolabı: 1

For Whom the Bell Tolls

John Donne, 1624

No man is an island,
Entire of itself.
Each is a piece of the continent,
A part of the main.
If a clod be washed away by the sea,
Europe is the less.
As well as if a promontory were.
As well as if a manor of thine own
Or of thine friend’s were.
Each man’s death diminishes me,
For I am involved in mankind.
Therefore, send not to know
For whom the bell tolls,
It tolls for thee.

Çanlar Kimin İçin Çalıyor

John Donne, 1624 / AC Şubat 2020

İnsan ada değildir,
Bütün de değildir tek başına.
Anakaranın bir parçası,
Bütünün bir damlasıdır.
Bir kum tanesini alıp götürse deniz

Küçülendir Avrupa.
Sanki kaybolan bir burunmuş,
Dostlarının ya da senin 

Yurdunmuş gibi.
Tek insanın ölümüyle eksilirim ben,
Çünkü parçasıyım bütün insanlığın.
İşte bu yüzden hiç sordurma 

Çanlar kimin için çalıyor diye,

Çanlar senin için çalıyor.

Çanlar Kimin İçin Çalıyor şiiri, kalıbı ve giderek, terimi, kuşkusuz yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından Ernest Hemingway’in İspanya İç Savaşı’nda geçen kitabından sonra bilinir oldu. Hemingway’in o herkese ulaşan, okuru içeriden teslim alan, yer yer abartılı ancak yer yer de kendisine kıyıcı yaklaşımı olmasaydı, başarısı geç anlaşılan eser olarak Donne’un şiiri, kendi önemiyle sınırlı ün elde eder ve orada kalırdı. Roman ise, şiirin dizesini adeta yaşatan bir genişletme ve gerçek kılma pratiği sunuyor. Hemingway’i kaçıncı okuyuşum bu? Lise çağlarımdan beri Steinbeck, Hemingway, London, Wells ve Orwell ile İngilizce öğrendiğimi; bunu aşk düzeyinde bir tutkuyla yaptığımı; bu sırada dilin kullanım içi cilveleri yanısıra ülke kültürlerine de açıldığımı söylemeli miyim? En azından, unutmuyorum. Yazar Anthony Burgess’in acımasız kitabı Ernest Hemingway’deki ifadeleriyle, “1.80’lik, geniş göğüslü, yakışıklı, coşkulu, savaşçı, avcı, balıkçı, içkici” olan Hemingway, aynı zamanda “kendini beğenmiş, dört eşli, gösterişçi, kahraman, acı çeken, hüzün dolu” olabilen birisi. Kısa, haber yazımı tekniğiyle ele alınmış cümle ve metinleriyle yarattığı tılsımlı ortam ve aura üzerine çok fazla çalışma yapıldı. A Movable Feast adlı yarım kalmış anılar kitabını Türkçeye Paris Bir Şenliktir olarak çeviren dil uzmanı mimar kardeşim Saydam Özel’i de iyilik ve rahmetle anmadan geçemeyeceğim; mimarlık ve dil üzerine yaptığı yüksek lisans alan çalışmasını da eşzamanlı olarak yürütmüştü. Kitapta Hemingway gençlik dönemindeki Ezra Pound, Wyndham Lewis, James Joyce, Ford Madox Ford, Gertrude Stein, Scott Fitzgerald ile arkadaşlıklarını birebir ve öznel ve içten biçimde anlatmasaydı, yıllar sonra Woody Allen, Paris’te Gece Yarısı / Midnight in Paris (2011) filmini bu kadar başarıyla oluşturabilir miydi? Evet, şimdilerde bütün eserleri Ankaralı Bilgi Yayınevi’nden çıkan Hemingway’i kaçıncı okuyuşum bu? Ocak 2020’de başladığım bu toplu okuma, Çanlar Kimin İçin Çalıyor’a geldiğinde, sarsılan yine ben oldum: Coronavirüs Salgını Türkiye’yi de vurduğunda, 13 Mart 2020 gününden başlayarak ülke evlere kapatıldığında, kitaba kaynaklık eden John Donne şiiri, 400 yıl öteden insantekine uyarısını hümanist ama aynı ölçüde kâhin bakışıyla dile getiriyordu: “Tek insanın ölümüyle eksilirim ben, / Çünkü parçasıyım bütün insanlığın.” . Çevirim, Virüs’te Ecza Dolabı’nın ilk nesnesi olsun istedim. Hem, bilmeyenler için, Çanlar Kimin İçin Çalıyor’un Türkçe önsözü Ataol’a (Behramoğlu) ait. Bir başka önsöz ise, yine sevgiyle andığım küçük kardeş, küçük İskender’in; Afrika’nın Yeşil Tepeleri için girişte şöyle diyor: “Zaferdeki ölüm paydası ile yenilgideki ölüm paydası, sonuç ne olursa olsun, kaybedişin tanımını, acısını, yoruculuğunu ortadan kaldıramayacaktır. Hemingway, kötümserliğini bir kader gibi kabullenip sır niyetine saklamıştır. Bütün doğa onun, bütün güzel kadınlar onun, bütün iyi romanlar onun, bütün doğru hayatlar onun gibi davransa ve çevresindekileri buna inandırsa da, ‘hafıza’ ile tanrı arasındaki gizemli ilişki, klasik deyimiyle ‘sonunun başlangıcı’dır.// Hemingway yazmanın bir amaç olduğunu iddia etmektedir.// Amnezi diye adlandırdığımız ‘hafıza kaybı’, Hemingway’in kendi tabiatında çıplak, korumasız ve ‘boş’ kalmasına sebebiyet verdiğinde, yazar için ava çıkmaktan başka bir şey kalmamıştı.” Bu iyi çalışılmış önsözün dediği gibi, ‘yazmanın amaç olduğu sanrısı’, beni bu yazarlar yanısıra Sait Faik, Sabahattin Ali ve diğerlerine yönlendirdi; bunu ayrıca tartışmalı. ‘Yazmak, yaşamak’… Attila İlhan’ın dediği gibi, “Sözler ki, bir kere çıkmıştır ağzımızdan, uğrunda asılırız.”

Ali Cengizkan

Ümitköy; 25 Mayıs 2020.

 1 Burgess, Anthony (1978; 2015) Ernest Hemingway, Tauris Parke Paperbacks, London and New York.

 2 Hemingway, Ernest (1975) Paris bir Şenliktir, Türkçesi Saydam Özel, Bilgi Yayınevi, Ankara.

 3 Hemingway, Ernest (2019) Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Türkçesi Erol Mutlu, Bilgi Yayınevi, Ankara; 5-7.

 4 Hemingway, Ernest (2015) Afrika’nın Yeşil Tepeleri, Türkçesi Fatma Aylin Sağtür, Bilgi Yayınevi, Ankara; 9-13.